14 Ocak 2011 Cuma

Hepimiz susuyoruz..

Bugün hepimize bir şekilde sıkıntı veren bir konudan bahsedeceğim.. Aslında hepimiz derken özellikle kendi hemcinslerimi ve duyarlı bazı erkekleri kastediyorum.. Bugün twitter'da takip ettiğim kişilerden biri bir sayfa paylaştı.. "Bugün asla kabul edilemeyecek 27 reklam başlığı" altında.. "Hepsinin alası her gün yapılıyor" diye de not düşmüş.. Şöyle bir göz attım.. Tüylerim diken diken oldu ve hak verdim.. Bu reklamlarda kadınlara ve çocuklara yönelik cinsel istismar, hayvanlara eziyet, ırkçılık vs her şey vardı.. En hafifi sigarayı öven reklamlar.. Diğerlerinin yanında bunlar çok ama çok masum.. İşte beni en çok rahatsız edenler..





 Bakmaya dayanamıyorum..





Günümüzde bu tarz reklamların bir kısmına şiddetle karşı çıkılıyor.. Ama hala alt metninde kadınları aşağılayan, sadece erkeklere seslenen seks içerikli reklamlar yok mu? Güzelliğin zekadan çok daha önemli olduğu her gün her gün başımıza kakılmıyor mu?.Eminim şovenist pek çok tip var aklına daha beter reklam projeleri gelen.. Bu ayrı bir konu ama gerçek hayatta da her gün yaşanmıyor mu bunlar.. Kadınlar ve çocuklar her gün şiddete, tacize, tecavüze maruz kalmıyorlar mı? Hayvalar da keza öyle.. Irkçılık değil mi ülkemizde ki insanalrı kürt, alevi, türk, ermeni diye ayırmak.


Hepsi ayrı ayrı insanın içini cız ettiriyor ama benim bugün aklıma özellikle takılan hemcinslerime ve çocuklara yöneltilmiş şiddet.. Hepimiz öyle ya da böyle yaşadık bunu.. En hafifi laf atma.. Küçük bir araştırma yapıldığında ortaya çıkan görüntü korkunç.. Mesela Türkiye'de kadınların %39'u fiziksel şiddet kurbanı.. Bu tabii ülkemize özgü bir durum değil.. Tüm Dünya'da;
  • Her üç kadından en az biri dövülmüş, cinsel ilişkiye zorlanmış ya da farklı bir biçimde tacize uğramaktadır. Kadına kötü muamele eden kişilerse genelde kadının kendi ailesinden ya da tanıdığı insanların arasından çıkmaktadır.
  • Avrupa Konseyi, 16 - 44 yaş arası kadınların ölüm ve sakatlanmalarının ana sebebinin aile içi şiddet olduğunu ve bunun kanser ya da trafik kazalarındaki ölüm ve sakatlanma oranından çok daha fazla olduğunu beyan etmiştir.
  • Bugün cinsiyet yüzünden yapılan kürtaj ve doğum sonrası kız bebeklerin öldürülmeleri sonucunda "kaybolan" kadın sayısı 60 milyondan fazladır.
  • BM kadına yönelik şiddet özel raportörünün raporlarına göre 1999'da ABD'de aile içi şiddete maruz kalan kurbanların %85'ini kadınlar oluşturmaktadır.
  • Rus hükümeti 1999 yılında 14.000 kadının partnerleri ya da akrabaları tarafından öldürüldüğünü tahmin etmektedir.
  • Dünya Sağlık Teşkilatı kadın cinayet kurbanlarının neredeyse % 70'inin erkek partnerleri tarafından öldürüldüğünü rapor etmiştir.
Kadına yönelik şiddet küçültülmüş bir dünyada, 1000 kişilik bir küresel köyde nasıl görünürdü sorusuna Birleşmiş Milletler, Dünya Sağlık Örgütü, hükümetler ve hükümet dışı örgütlerin istatistiklerine dayanılarak ortaya çıkan sonuçlar:
  • Nüfusun beş yüzü kadın (%50) - Aslında 510 olacaktı ama 10 bebek cinsiyet kökenli kürtaj nedeniyle hiç doğamadı veya ihmal sonucu bebekken öldü.
  • 300 kadın Asyalı
  • 167 kadın tüm hayatlarının bir noktasında dayak yemiş veya bir başka şiddet türüne maruz kalmıştır.
  • 100 kadın tecavüz veya tecavüze teşebbüs kurbanı olacaktır.
Çocuklarla ilgili olan kısma ise girmek istemiyorum.. O kadar kapsamlı ki bu konu böyle küçük bir yazı içine sığdırmak mümkün değil.. Gerçekten zaman ayırmalı ve konuyla ilgili okumalısınız.. Felaketin derecesini ancak böyle anlayabilirsiniz..

Bunları okudukça düşündüm.. Hep susuyoruz.. Biz kadınlar susmayı ve üstünü örtmeyi tercih ediyoruz.. Bundan bir kaç ay önce okula gelirken tacize uğradım ben.. O anda kendimden hiç beklemediğim bir tepki verdim ve dönüp saldırganın yakasından çekiştirmeye başladım.. Bir taraftan da var gücümle çığlık attım.. Bana yumruk atıp kaçtı ve bu sırada telefonunu düşürdü.. Ayrıca o sırada olay yerinden geçmekte olan bir beyefendi (Ahmet Bey)arabasıyla tacizciyi takip etmiş. O çok duyarlı kişi saldırganın motorsikletini keşfetmiş ve başına abisini bırakarak benim yanıma gelmiş.. Telefon numarasını bıraktı ve yine kontrole gitti.. Bu sırada polis geldi, ben hastaneye giderek darp raporu aldım ve polise gidip ifade verdim.. Bu sırada saldırgan yakalandı.. Düzgün görünümlü bir tipti (saldırganların illa ki hırpani, maganda kılıklı tiplerden çıkacağı yanılgısına asla düşmeyin).. Ve orda yüzüme baka baka "sadece tanışmak istedim" dedi.. Polis çok yardımcı oldu ve ben biraz olsun rahatladım.. Şahidim olarak Ahmet bey de gelip ifade verdi.. Ona ne kadar teşekkür etsem azdır.. En azından hala duyarlı, yardımsever kişilerin varlığına inanmamı sağladı.. Dava açılacaktı.. Açılmış olmalıydı.. Neler oldu bilemiyorum.. Çünkü bu işin peşine düşmek istemedim.. .Mahkemeye gitmek, onunla bir daha karşı karşıya gelmek, bu olayı tekrar tekrar yaşamak istemedim.. Kapansın istedim.. Hata ettiğimi biliyorum.. Daha güçlü olmalıydım evet.. Çünkü daha yeni aynı yerde bir taciz olayının daha yaşandığını öğrendim..Yine okuldan bir kıza.. Ama hala önlem alan kimse yok..

Hepimiz buna benzer şeyler yaşıyor ve susuyoruz.. Peki ya aileleri, kocaları tarafından kimi zaman töre, namus gibi saçma nedenlerle kimi zamansa neden bile uydurmadan dövülen, öldürülen kadınlar..

P.S. Resimlerin tamamı burada..
P.S. Bu ara konuya duyarlılığım artması son okuduğum kitap sanırım.. Okunuz mu bilmiyorum ama okumadıysanız öneririm.. "Ejderha Dövmeli Kız"

2 yorum:

  1. ne güzel bi konu seçmişsin canım! gerçekten çok duyarsızız bu konularda ne yazık ki..linke de baktım inanılmaz rahatsız edici reklamlar.bir zamanlar insanlar bunlara bakıp birşeyler satın almışlar,yani şu an bize caydırıcı,itici ve tüyler ürpertici gelen çoğu şey,o zamanlar reklam olabilecek kadar çekiciymiş demek ki! hoş,şimdi de değişmeyen çok şey var....okulda karşılaştığım insanlara inanamazsın...herşey eğitim diyoruz ama eğitimle bile düzelemeyecek insanlar var...ne diyeyim bilemedim,çok hassas bi konu...bizlere hatırlattığın için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Maalesef canım, her gün gazetelerin 3.sayfasında hatırlatılıyor.. Ama o kdar çok görüyoruz ki artık tepki vermeyi bile bıraktık.. sıradan bir habermiş gibi okuyup geçiyoruz.. ve yapılan bir şey yok hala..

    YanıtlaSil