31 Ağustos 2011 Çarşamba

Tatildeyimmm -4

Bu çok sevgili izin günlerimde kalkıp Sun Plaza'ya gitmesem olmazdı.. Evet evet ELCA'ya gittim ben de.. Sırf meraktan aslında çünkü kozmetik herhangi bir şeye ihtiyacım yoktu.. Kozmetik alışverişi yapmadım gerçekten de..



Clinique Targeted Protection Stick SPF 35.. Hep aklımdaydı.. Ama elimde başka bir ürün olduğu için almıyordum.. Ucuza bulunca dayanamadım.. Napalım ama ben bir dişiyim, yedekleme yapmalıyım mutlaka..

Neyse ki bu kdar hasarla kurtuldum oradan.. Sonra doğruca Emirgan'a gittik kahvaltı yapmaya..


Öyle binbir çeşit bir kahvaltı beklemeyin.. Ancak her şey taze ve lezzetliydi.. 




 Taaa dibime girip yüzümün her bir santimetrekaresinde ne kusurlar var ortaya çıkaran fotoğraflar çektiği için azarlayınca böyle oldu.. Kusur musur yok gördüğünüz üzere, eeh ben de yokum ama olsun artık:)))



Vee oradan İstinye Park'a geçerek günü sonlandırdık.. Ben Stradivarius'tan bir hırka aldım.. Heyy yeni sezon alışverişi.. Hayır ucuz bulmasam almazdım elbet.. Ama tam aradığım gibi bir hırkaydı ve çok uygundu fiyatı:)


Ben sanırım bunun 1-2 rengini daha alırım.. Bu tarz hırka arayanlardansanız benim gibi, Stradivarius'a uğrayın derim..

Vee ertesi gün yeni bir yer keşfettik.. Meğer dibimizde harika bir mangal alanı varmış da bizim haberimiz yokmuş.. 


Dağların içinde yemyeşil bir yer.. Adı da Yeşil Vadi zaten.. İnsanlar buraya mangal yapmaya geliyorlar.. Küçük bir yer.. Çay isterseniz demlikle geliyor.. Üstelik yanında lezizz kaynak suyu ile.. Çünkü biraz aşağıdan çıkıyormuş su..


Bir beni yakından çekme fotoğrafı daha.. Meğer yakından çekmiyormuş.. Napiim fobim oldu artık:)

30 Ağustos 2011 Salı

Tatildeyimmm -3

Hep aklımı kurcalayan bir yer varsa İKEA.. Anneme kataloğu gelmişti.. Tam iki kere üstünden geçtim, alınacaklar listesi yaptım.. Ancak benim alınacaklar listem bütçemi kat kat aştı:)) A ağzından İKEA'ya gitsek lafını kaçırınca üstüne atladı  elbet.. Vee kendimizi bir anda mobilyalar arasında bulduk.. Benim bütçemi aşan listemi bir kenara koymam şarttı.. Hepsini bir arada alamam belki ama teker teker almaya kararlıyım.. Ben bu alışveriş için gerçekten ihtiyacım olan ufak tefek şeyleri aldım.. 

Bunlar: Bulaşıklık (evet hala bir bulaşıklığım yoktu ve çirkin plastiklerden de iç karartan metallerden de nefret ediyorum..) Kendime güzel, küçük sevimli bir bulaşıklık buldum ama:)), kocaman kaşıkları el altında bulundurmaya bir kap, Çekmece düzenleyici, mutfak tezgahına küçük bir çöp kutusu, vs vs..:)


Çekmeceleri düzenlemek için harika bir yöntem.. Yerden de kazanıyorsunuz.. Benzerlerini almayı düşünüyorum.. Hatta almadığıma pişmanım..


Bu kalıplar hamarat ruhumun ısrarlarıyla alındı:))


Ve daha bir dolu ıvır zıvır:)) Gezmek bile son derece eğlenceli, değil mi? Ayrıca, kitap tutucu, bir askılık, komodin, sehpa, küççük bir tezgah da alınacaklar listesine giriş yaptı.. 

İkea tüm günümüzü yedi ama uslanmayarak caddeye gittik.. Veeee..


Böyle şeyler bazen oluyor napalım.. Dördüncüsü Flormar'ın beşincisi ise Golden Rose'un çatlayan ojeleri.. Ve evet Golden Rose Flormar'a göre çok daha iyi.. En sonda Rimmel'in tırnak beyazlatıcısı var.. Ben bunu Mavala'nın turnak beyazlatıcısına benziyor sandım ama hiç öyle gözükmüyor bir daha deneyeyim haberdar ederim..

Ertesi gün ise ben A'nın yanına gittim o resim yaparken ben saatlerce kitap okudum..




Karnımız acıkınca gidip bir şeyler yiyelim dedik.. Kadir yemekhanenin kedisiymiş.. Beslerken benden iyisi yoktu, yemek bitince sinirlendi sanırım tırnakları elime geçiriverdi.. Peki öyle olsun Kadir..


29 Ağustos 2011 Pazartesi

Tatildeyimmm -2

Salı günü çok yoğun geçti tırtıllar.. O kadar ki ayaklarım hala sızlıyor.. Sabahın köründe uyandım ki meşhuur salı pazarına gideyim.. Arkadaşlarla buluştuk ve hızla talan etmeye başladık pazarı.. Ama olmadı maalesef.. Koskoca pazarda hiçbir şey beğenemedik.. Belki bizim şansızlığımızdı, olabilir.. Benim en çok beğendiğim tezgah eski eşyalar satan oldu elbette:))






Küpeleri görünce kendimi kaybettim yine!!!

Kışın beni sıcak tutsun diye bu yumuşacık patkleri aldım:)





Bir kolye daha..




Ve bir çift küpe:))





İşte pazar ganimetlerim.. Baktık pazarda pek bir şey bulamıyoruz hemen Kadıköy'e geçtik.. Çilek Sokak'tan umutluyduk ama orası da olmadı.. Tek kazancım ne zamandır istediğim o kırmızı skinny jean'i bulmuş olmamdır:)

Görseli Google'dan buldum. Sanırım üşendim kendim çekmeye, ama tam olarak yukarıdaki gibi..


Çilek Sokak tatmin etmeyince Mango, Koton hep gezildi.. Ama bitmiş artık yaz sezonu.. Ben oradan ayrılıp A  ile buluştum ki Eminönü'ne gidelim.. Şark Han'ı ne zamandır merak ediyordum sonunda gittim.. Ama ben yine hiçbir şey bulamadım.. Hatta pazarda görüp beğendiğim bazı şeylerin aynısı çok daha pahalıydı.. Ancak belki makyaj çantaları ve tokalar alınabilirdi.. Eminönü turlamaları sonrası ufak tefek alışverişler yapıldı ve dönüldü.. Akşamı Bostancı sahilde geçirdik ve ben dondum.. Anladım ki sonbahar geliyor, hoşgeliyor:))



28 Ağustos 2011 Pazar

Tatildeyimmm -1

Aahh tatilciğimin ilk haftası bitti bile.. Ama tek bir günü boş geçirmedim şu ana kadar inanın.. Hatta yeniden çalışmaya hazır bir duruma geldim bile diyebilirim..Hadi hep beraber bakalım neler yapmışım ben, izinli günlerimde.. 

Cumartesi ilk iş Karaköy'e gittik.. Hedef KAĞITHANE.. Kağıthane nedir diye soran olursa Karaköy'de Fransız Geçidi'nde insanı mest eden bir mağazadır.. 


"Buradaki hiçbir şeye ihtiyacınız yok ama gördüğünüzde hepsini birden almak isteyeceksiniz"

Sloganları her şeyi anlatıyor.. Ama ben her gördüğüme "aa çok ihtiyacım var, aaa alsam bak şöyle şöyle olur" diye baktım.. Ama nasıl olduysa (Aslında A sayesinde) bir tek şey almadan çıktım.. Yalnız başıma bir kez daha gitmeye karar verdim.. O zaman bakın şunları almak istiyorum:))

Lazım çok lazım bu haftalık işler bloknotu:) Ama o kadar çok defterim var ki alamadım..
 Bir kitapseverin vazgeçilmezi nedir? Kitap ayraçları elbet.. Mutlaka alınacak:)
 Eee en sevdiğim oyunlardan biri "adam asmaca".. Arkadaşlarla keyif yaparken ne güzel olur:)
 Bu hediye kağıtları orijinal hediye paketleri hazırlamak için ideal.. Çok sevdim ben:)) Daha öyle güzellikler var ki..
 Evet bir kitap ayraç topluluğu daha:))

Tüm ürün fotoğraflarını sitelerinden aldım.. Olur artık o kadar:) Üstelik daha teşekkürler notu, kitap ağırlığı, kolye, kağıt kase, %100 geri dönüştürülmüş kağıttan defterler vs vs almalıyım.. Bence sitelerinde güzel bir dolaşın tamam ama bununla kalmayın asla.. Kalkın gidin o güzellikleri görün:))

Sonra Karaköy'de balıkçılık malzemeleri satan yerleri gezdik biraz.. A balık tutma peşinde, olta arayışında.. Ne oltalar varmış, ne incelikli bir işmiş balıkçılık.. Eğer merakınız varsa bu tarz şeylere Karaköy, Eminönü taraflarındaki dükkanlar tam size göre.. Üstelik sizi çok da güzel bilgilendiriyorlar haberiniz ola..

Günü keyifle sonlandırabilmek için Taksim'e çıktık.. Taksim kuşa dönmüş maalesef.. Söylenecek fazla söz yok..

Pazar günü tüm günü annemle keyif yaparak geçirdik.. Elbet pazara gittik ve ben yine dayanamayıp bir dolu ıvır zıvır aldım.. Ama hepsi çok lazımdı.. Mutfak malzemeleri, bileklikler hepsi çok gerekliydi gerçekten:))


Üstünde inek olan kırmızı kapaklı şişeyi alınca ben annem dolaplarının derinliklerinden şu ikinci resimdeki şişeyi çıkardı.. Ben aşık oldum o anda.. Kendisini sürahi yapmaya karar verdim hemen benimle eve geldi.. Bilekliklere gelirsek, üstteki taşlardan yapılmış bilekliklerin her biri 1 lira.. Pazara ne zaman gitsem o tezgahtan bir şeyler alıyorum mutlaka.. Kolye, küpe, yüzük.. Alttaki örme bileklikleri ne zamandır istiyordum da bulamıyordum.. Karşıma çıkıverdiler hem de çok çok uygun bir fiyata.. Kapıverdim elbet..


Bunların dışında emaye bir tava aldım.. Emaye tava bir mucizeymiş arkadaşlar.. Yanmıyor, yapışmıyor.. Sağlığa zararı yok.. Bulursam tencere de almalıyım..


Ve bir dolu mutfak ıvır zıvırı.. Pazartesi onları taşırken neler çektim bir ben bilirim.. Taksim'de sahaf gezeyim dedim.. Ağırlıktan gezemiyorum.. Bir iki mağaza dolaşsam mümkün diil.. S ile buluşup biraz dedikodu yaptıktan sonra evimin yolunu tuttum mecburen.. Vee sonra neler neler oldu? Hepsi ve daha fazlası yakında bu sayfalarda:)) (Bu coşkumun nedeni tatil mutluluğudur arkadaşlar, heyecan yok:))


P.S. Resimlere tıklayın büyüsünler:))

20 Ağustos 2011 Cumartesi

Beni Bağrına Bas!!

Bundan yaklaşık 1 ay önce Arter'de bir sergi gezdik A ile.. Patricia Piccini'nin "Beni Bağrına Bas" adlı sergisi.. Öyle çok beğendik ki bir daha gitmeliyiz dedik mutlaka.. Ama maalesef mümkün olmadı.. Bu haftasonu bu serginin son 2 günü.. Eğer yolunuz Taksim'e düşecekse mutlaka uğrayın ARTER'e.. Hatta yolunuz düşmeyecekse bile kalkın gidin, gezin.. Biz o gün fotoğraf çekememiştik ama çeken bir arkadaştan aldığım fotoğraflara bakıp bir fikir edinebilirsiniz neden illa gezmeniz gerektiğine dair:))









Tatiil Alarmı!!!!

Uzuun kış günleri  boyunca hep hayalini kurduğumuz şey nedir?? Bahar ayı geldiğinde içimizi kıpır kıpır yapan, çalışmamızı bile engelleyen şey nedir? Cevabı hepimiz biliyoruz "Yaz Tatili"!! Peki ya sizin için iyi bir tatilin anlamı nedir? Şöyle 1-2 hafta deniz kenarında gün boyu şezlonga uzanıp güneşlenmek, arada uyuklamak, akşam bir şeyler atıştırıp bir yerlere eğlenmeye gitmek?! 5 yıldızlı bir otelde kalmak?!


Yok işte bunlar benim ideal tatilim değil..  Benim için bu tatil 2. gününde bilemediniz 3. gününde biter.. Yerini sıkıntıya bırakır.. Bir kere ben asla otel insanı değilim, kendilerinden uyuz kaparım, sıkıntılara boğulurum.. Üstelik aynı plajda kaç gün üstüste yatabilirsiniz.. Bir gece kulübünün diğerinden farkı nedir? Tadılacak yerel lezzetler, belki gezilecek tarihi 1-2 yer bitti mi o tatil biter işte..

Sadece yanınızda sevdiğiniz kişiler varsa çekilir üstelik.. Bir de küçük bir hata sonucu pek hazetmediğiniz tiplerle tatile çıkmışsanız ya da o çok sevdiğiniz arkadaşınızın aslında bir ucube olduğunu farkettiyseniz (evet bu tatiller ucube arkadaşların keşfi için 10 numara fırsatlardır) her şey iyice kötüleşir.. 

İçinde keşfetmenin olmadığı, lezzetin bulunmadığı şey tatil değildir, eğlenceli değildir!! 

İçiniz mi kıyıldı benim gıcıklığımdan:)) Yok canım bunları ben de seviyorum ama 1-2 günlüğüne;) Bu sene tatilimi daha farklı değerlendirmek istiyorum.. Yüzmek için zaten sitenin havuzunu kullanıyorum.. Güneşlenmeye gelince ben yanamam, çok hassas cildim güneş için.. Yani bunların özlemini çekiyor değilim.. Ama özlemini çektiğim şeyler var.. Çalıştığınız için genelde rahatça yapamadığınız şeyler.. Elinize fırsat geçse acele etmeniz gerekir ya öyle şeyler..

Mesela;

Haftasonu mağazalara alışveriş için girmeniz henüz ölmemişken cehennemi tatmak gibidir.. Binlerce hemcinsinizle boğuşmaktan yorgun düşersiniz.. Üstelik haftasonunun tamamı böyle geçmemelidir.. Sakin sakin, tadını çıkara çıkara gezmek haramdır kısaca..

Şöyle en çikolatalı, kakaolusundan miss gibi bir kek yapmak istersiniz.. Akşam yorgun argın onca işin arasında yapılır o kek ya da haftasonu bir şeyler feda edilerek.. Genelde tutmaz, tadına varılmaz, bir yerlerde bayatlar..

Kütüphaneye bakarsınız acı acı.. Okunacak onca kitap vardır.. Siz hep dar zamanlarda okumak zorundasınızdır.. Yolda, bulduğunuz her boşlukta, yatağınızda sızmadan az önce..

Gidilecek bir dolu yer vardır da hepsine yetişmek mümkün olmaz.. Gezmeyi çok istediğiniz o serginin zamanı geçiverir..

Ben iznimi aldım sonunda.. Amacım şu özlemini çektiğim şeylerin dibine vurmak..

Karaköy, Eminönü, Mısır Çarşısı, Kapalıçarşı arasında mekik dokumak istiyorum.. Bir dolu ıvır zıvır almak yine de her aktara, her boncukçu dükkanına kafayı uzatmak..



Beyazıt'ta, Taksim'de sahaflara girip bir dolu eski kitap toplamak..




Bit pazarı, Çukurcuma gezileri yapmak.. (Ah bir iki güzel parçaya kim hayır diyebilir ki)






Sakin sakin, koşturmadan mağazaları dolaşmak..



Ay şuna yetişmeliyim endişesi olmadan bir kafede oturup kahvemi içerken koşturan insanları izlemek, arada önümdeki kitaba dalmak..




Başka hiç ama hiçbir şey yapmadan bütün gün kitap okumak..




Bir dolu güzel kek, börek pişirip, arkadaşları toplayıp dedikodu yapmak..





İzlenecek filmleri saatlerce arka arkaya izlemek.. Sonra hööff sıkıldım diyip yürüyüşe çıkmak..



Sevdiklerinizle günübirlik geziler yapmak.. Belki denize girmek..



Adaya hafta içi gitmek..

Lunaparka gitmek tabii..  





Bu liste uzuyor durduramıyorum.. Hepsini bu 2 haftaya sığdırabilir miyim onu da bilmiyorum.. Ama denemesi bedava değil mi? Yarın başlayan bu güzel tatilime ben manen hazırım :))

Sizi ayrıntılarda boğmaya da hazırım meraklanmayın..