29 Şubat 2012 Çarşamba

Eczanemizde.com

 Eski bir alışveriş bu. Sözüme sadığım yani hala para harcamış değilim:) İhtiyacım olan bazı şeyleri eczanemizde.com'dan aldım. Siparişi Cumartesi akşamı verdim ve salı günü geldi. Bu tarz ihtiyaçları internet üzerinden almanın pek çok avantajı var. Toplu halde pek çok farklı ürüne ulaşabilmek, taksit seçenekleri ve jızlı gönderim gibi. 


Bakalım neler almışım. 


El ve ayak kremine ihtiyacım vardı. Tüm stoklarım tükenmişti. Aslında denemek istediğim başka bir marka vardı ama (Pieditak) stoklarda kalmamıştı. Ben de bir daha ki alışverişe erteleyip Lapitak aldım.



Genelde Oral-B kullanırım ağız bakım suyu olarak. Listerine öveni çoktu denemek istedim.


Yine Isıs-Pharma'nın Sensylia'sını kullanıyordum. Bitmeye yüz tutunca hassas ve kuru cildim için Secalia ATP'yi denemek istedim. 



Sevgili partnerimin kullandığı Neutrogena Yoğun Bakım Kremi de ucuzluğu sayesinde (6 tl) sepete girdi. 



Benim diş takıntım var. Kills germs deyince (bakterileri öldürüyormuş yahu daha ne olsun) aldım. Ağız florama zarar vermez umarım:)



Veee diş macunları.



Son olarak Bioderma'dan yorgun ciltler için kofre. İçinde nemlendirici, serum ve maske var. Deneyip görelim bakalım. 


28 Şubat 2012 Salı

Çanta (Bir İhtiyaç Hikayesi)

Ahaha. Başlığı görünce dayanamadım kendime çanta aldım sandınız değil mi? İtiraf edin. 


Kendime değil ama Tarçınıma çanta aldım. Onu taşıyabilmek için. Veterinere, gezmeye giderken içine girsin diye. Alışverişi Pet Burada'dan yaptım. Karar verme aşamasında müşteri hizmetlerini aradım. Son derece nazik bir şekilde tüm sorularımı teker teker, bıkmadan yanıtladılar ve beni gerçekten ne almalıyım konusunda çok iyi yönlendirdiler. 


Kredi kartına 6 taksit yapıldı. Cumartesi verdiğim sipariş Pazartesi elimdeydi. Üstelik içinde çok tatlı bir masa takvimi ve kuşum için küçük bir hediye ile birlikte. 

27 Şubat 2012 Pazartesi

Ben Geçen Hafta..

1. Ne Okudum?

Buket Uzuner'in daha önce 2 kitabını okudum. Bu kitap oldukça eski ve kapağında da gördüğümüz üzere Yunus Nadi Roman Ödülü kazanmış. Konusu gerçekten ilginç, yaratıcı. Hatta ben Ayn Rand öretisine yakın buldum konuyu.  Ancak bana kalırsa sonu bağlanamamış. Heyecanınız kursağınızda kalıyor, öyle tuhaf hissettiriyor. Yine de okunmalı elbet.



Buket Uzuner, Balık İzlerinin Sesi, Everest Yayınları (Ben Remzi Kitabevin'nden çıkan baskıyı okudum, yeniler Everest'ten çıkıyor), 220 sf, 12 TL.




Glen Beck kimdir? Sanırım program vs yapıyormuş, hatta tanınan biriymiş bir de yazarlığa soyunayım demiş. Hiç iyi yapmamış. Kütüphanede gördüm. Kolay okunacak bir şeye ihtiyacım vardı o hafta için. Kitabın adı güzel, kapak güzel. Eee.. Sonrası felaket. Konu klişe, 200 küsur sayfa boyunca sürekli kendini tekrar ediyor kitap. Filmi çekilse şöyle iyi oyuncularla bol ağlamalı gişe yapan bir Holywood filmi olur daha da bir şey olmaz.



 Glen Beck, Kırmızı Kazak, Epsilon, 285 sf, 15 TL.

Taş Meclisi'ni izlememiştim. Elbet önce kitabı okumalıydım. Bu zamana kısmetmiş. Başta o kadar çok sıkıldım ki. Çok yavaş ilerliyordu. Heyecan yoktu. Sürpriz yoktu. Öyle de bitti kitap. Amaaa yine de çok beğendim. Hele hele Moğalistan'a gittiğinde karakterimiz. Diyeceğim odur ki bu adam zeki, yetenekli, iyi bir araştırmacı. Her kitabı da okunmalı:) Şimdi filmi izlemeli.




Jean-Christophe Grange, Taş Meclisi, Doğan Kitap, 416 sf, 23 TL

Böylece Şubat ayı biterken okuduğum kitap sayısı 8 oldu:) Kötü değil ama benim için tatmin edici de olmadı. Kütüphanemi gördükçe hızlanmalıyım diyorum.

2. Ne İzledim?

Yeni dizi American Horror Story. Bir oturuştu 6 bölüm izledim sonra bir durdum. Heyecanlı çok heyecanlı:)

IMDB'de 8.4 gibi bir puanı var.. uuuuu.)


3. Dilime Dolanan?

Şimdi aylardır çoğunuz Halil Sezai diye yanıp tutuşuyorsunuz, biliyorum. Ben daha şu "İncir Reçeli" denen filmi bile izlemedim. Şarkılarını da dinlemedim uzunca bir süre. Nedeni yok. Sonra bir gün rastladım ama ben sevemedim. Fazla arabesk geldi. Peki ya noldu dilime dolandı. Kabin başında o korkunç sesimle sürekli söylüyorum. Hatta söyleyemediğimde şöyle diyaloglar gelişiyor sevgili çalışma arkadaşımla.

Ben: Serda?!
S: Efendim?
B: Sana bir söz yazdım bugün.
S: shakhdajs

Sanırım arada küfrediyor bile olabilir bana. Herkese yapmaya başladım çünkü. Kurtarın beni nolurr:) 

4. Nereye?

En son Pera Müzesi'ni bir genç çarşamba gününde baştan sona gezdik. Öğrenciyseniz (hala öğrenci sayılmanın güzelliği) çarşambaları uğrayın mutlaka:)

5. Yemek?

Evde yemek yapmıyorum bu ara hiçç.. Ne bulsam onu yiyorum. Dışarı da çıkmıyorum. Ben buna Mart depresyonu ya da baharı beklerken depresyonu diyorum:)

6. Mutluluk Veren?

Patlamış Mısır delisi oldum. Bazı günler aşırı dozda aldım. Aklıma geldikçe mutlu oluyorum durum kötü. (bu favori yiyecek kısmında olmalıydı belki ama benim için bir yiyecekten öte bir hale geldiği için burada)



7. Sıkıntı Veren?

Yaklaşmakta olan Mart ayı diyorum, susuyorum.

8. Alışveriş?

No Shopping No Pain. Yeni sloganım bu. Bir süre bir şey almayacağım. Çünkü haziran başına kadar belli bir miktar parayı biriktirmeyi planlıyorum. Arada param artar da bir şeyler alırsam o başka. Ama onun dışında hiçbir şey almayacağım. 

Son olarak Mango'dan güzel koyu yeşil bir skinny, Oxxo'dan da hardal sarısı olduğunu tahmin ettiğim (internetten aldım ve hala gelmedi) bir pantolon aldım. Bundan sonra bu kısımda pek bir şey göremeyeceksiniz (umarım).



25 Şubat 2012 Cumartesi

Yeniyıl, Yeniyıl, Yeniyıl.. !

Benim sevgili partnerim bana yılbaşı hediyesi almış:) Evet evet Şubat ayında:)))) 



 Nasıl sevdim nasıl anlatamam.. Nasıl kıyar kullanırım onu da bilmiyorum:)



 Bana sürekli 48 tane defterin var hala defter almaya çalışıyorsun diye çemkiriyor olmasına rağmen kıyamamış, harika bir defter almış:) 


Benim yeteneksizliğimi bildiği için çizgili almış :D


Kendisi benim yeni kitap günlüğüm olacak, okuduğum kitaplar içinde listelenecek:) 




:)) Önemli günler konusunda çok duyarlıdır benim partnerim:)


Tekrar çok çok teşekkür ederim. 

12 Şubat 2012 Pazar

Pazar Sendromu..

Ben Pazar günlerini oldum olası sevmem. Pazartesi sendromu yaşamam, benim Pazar sendromum var. Yine de keyifli geçirmeli bir şekilde değil mi?







Pazar Mutluluğu

Öhm.. Günaydın Tırtılseverler. Bu otomatik post pazar sabahı readerlarınızda olacak (umuyorum) Siz bu satırları okurken ben tembelliklerden tembelliklere koşmayı umuyorum. 


Efenim bu sabahın konusu benim son dönem takıntım "Nestle Peanut Butter" (he bildiğiniz yerfıstığı kreması).. 


Yılarca sadece Dia'larda satılan Gold marka yerfıstığı kremasını yedim.. Tek geçerdim (yine de pabucu dama atılmış sayılmaz).. 








Sonra bu yakınlarda Calve'ninkini gördüm ve aldım. 






Calve'yi neden daha çok sevdim. Çünkü hiç şekeri yok. Evet sevme nedenim bu kadar:)))




Ve şimdi sabahlarımın favorisi tarifi sizlerle paylaşıyorum. 


İki dilim tost ekmeğine yerfıstığı kremanızdan bolca sürüyorsunuz. Üzerine yuvarlak dilimlediğiniz muzları diziyorsunuz. Benim gibi tarçın delisi iseniz bolca tarçın dökebilirsiniz. Ya da çok tatlı severim diyorsanız bir iki bitter karesini de üstüne iyi gidebilir. Sonra hooop tost makinesine. Ekmekler kızarınca alın, ayıla bayıla yiyebilirsiniz:))








Ay yok ben bu kadar uğraşamam diyenler sizleri de düşünüyor tırtılınız. Ekmeklerden birine yerfıstığı diğerine bolca reçel sürün, birleştirin ve mideye yollayın:)) 



Yerfıstığı kreması çok yararlı üstelik. Protein onda, B vitamini, magnezyum, folat, arjinin hep onda:) Antioksidan desen bolca. Kalorisi yüksek ama gece vakti yiyip uyumazsanız sorun yok bence. Sabah kahvaltısı olarak ideal ki o kaloriler çabucak yakılır:)




Afiyet bal şeker olsun:)

11 Şubat 2012 Cumartesi

Hakkımda..

Çok güzel bir mim dolaşıyordu bir ara. Hakkımda bilmediğiniz 7 şey temalı.. Kimse beni mimlemedi, ben de kendimi mimleyeyim dedim:) İşte benimle ilgili bazı gerçekler.


1. Ben okurum. Okumayı öğrendiğim günden bu yana deli gibi okurum. Eğer okumamı engelleyen bir durum varsa (bitirilmesi acil bir rapor, sınav vs.) sokakta gördüğüm okuyan insanların ellerinden kitaplarını alasım gelir. Şiddete başvurmuyorsam kendimi tuttuğumdandır. Bir kaç kitabı bir arada okurum. Yeni bir kitaba başlamaktan, kitap almaktan asla vazgeçemem.






2. Ben köpek insanıyım. Kedileri de seviyorum evet ama köpeklere olan düşkünlüğüm başka. Bunun dışında fillere, baykuşlara ve zürafalara ayrı bir sevgim var. Rüyamda sık sık evimin ormana dönüştüğünü, aslanlar, filler, türlü kuşlarca istila edildiğini görürüm.








3. Sanırım bunu artık anladınız. Benim takıntılarım var. Bana göre dört dörtlük olmadı mı hayat bunalıma girerim. Her şeyin mükemmel olması için uğraşırken tükeniyorum. Bilmediğiniz bu huyumdan vazgeçmek için çabalamaya başladığım. Şans dileyin bana.






4. Dil öğrenmek gibi bir tutkum var. Boş zaman buldukça yeni bir dil öğrenmek için çabalarım. İtalyanca, Fransızca, İspanyolca ve Latince favorilerim.






5. Benim için tatil demek illa denize girip güneşlenmek demek değildir. Hatta bu tarz bir dinlenme beni 2 gün içinde usandırabilir. Ben gezmeyi severim. Ara ara 2-3 günlük izinler alır, bu izinleri Eminönü, Sultanahmet, Beyoğlu vs gezintilerine ayırırım. Daha uzun süreli bir tatil için tercihim yeni yerler görmek, tarihi mekanları/ müzeleri gezmektir. Hiç olmadı tatil günlerimde kitap okuyup tembellik yapmayı severim.




6. Evimde bir televizyonum yok ve olmasını da istemiyorum. Hatta misafirliğe gittiğim yerlerde tv varsa ben bir süre sonra bunalıyorum. Akşamlarımı okuyarak, film/dizi izleyerek, o blog senin bu blog benim gezerek ve spor yaparak değerlendiririm.




7. Spor yapmayı çok severim. Spor yaparken suratımda hep bir gülümseme olur.





8. Bazı şeylere hiç üşenmem. Aynı gün içinde Pendik-Kadıköy arasını 2 kere gidip gelebilirim. Ama bazen de yerimden kaldıramazsınız, mümkün olmaz.


9. Mevsimlerden baharları severim:) İlkbahar/Sonbahar.. Havanın çok sıcak ya da çok soğuk olduğu zamanlar benim için değil. Ilık ılık esen rüzgar, hafif ısıtan bir güneş en sevdiğimdir. Kıyafetlerim de genelde baharda giyilecek türde şeylerdir. İstemsiz olarak hep bahar alış verişi yaparım.






10. Baba tarafından Antepliyim. Acıyı, kebabı, bulgur barındıran her şeyi severim. Anne tarafım ise Balıkesirli. Zeytinyağı, her tür ot vazgeçilmezlerim.






11. Meyve delisiyimdir. Yaz ya da kış hiç farketmez. Ne varsa çatlayana kadar yiyebilirim.




12. Kahvaltısız yaşayamam. Yerli çay içemem. Kahvaltılarımda illa zeytinyağı bol domates, salatalık, biber, nane, maydanoz, dereotu ve hatta fesleğen olmazsa olmaz. 




13. Şarkı söyleyemem. İnanılmaz detone olurum. Ben şarkı söylemeye kalkınca kaçan insanlar görsem şaşırmam:)






Bakın bitmiyor ne yedisi ne onu:)) Hadi ben burada keseyim artık. Şimdi beni biraz daha tanıyorsunuz:)

7 Şubat 2012 Salı

Ben Geçen Hafta..

1. Ne Okudum? 

Kitap bitiremedim ben geçen hafta. Nazar mı değdi nedir. Bitmesine 100-200 sayfa kalmış 3 kitap var elimde haftaya inşallah..

2. Ne İzledim?

Kitap uyarlamalarını izlemeye başladım. İlki Ejderha Dövmeli Kız oldu. Kitabı okuyunca tatmin etmiyor ama yine de beni sardı bu film. Kitabı okurken olduğu gibi heyecanlandım, gerildim.  


Diğeri ise Alacakaranlık oldu. Ah evet kitabı daha iyiydi (?!) Yani film o kadar kötü işte anlayın. 


3. Dilime Dolanan?

Bir sabah uyandım ki dilimde:))

Gülmeden dinleyin:))

4. Nereye? 

Ufak tefek gezmeler dışında evden çıkmadım. Bu soğuklarda içimden de gelmedi zaten. Ama haftasonu o süper güneşli günde havuzu görünce bir an kendimi atmak istedim suya :( Yaz değil ama baharı özledim.. Bahar insanıyım ben.. Hava ne çok sıcak olacak ne soğuk. Ilık bir rüzgar esecek. Ahhh mis gibi kokacak hava. Haziran doğumluyum ben. En sevdiğim aylar mayıs ile haziran. Sonbaharı da severim gerçi. Ama tamam o kadar:)) Kar yağmasa bu kış çekilmez. 


5. Yemek? 


Yaz günlerini hatırlatsın diye menemen ve yanına mis gibi demlenmiş çay:)


6. Mutluluk Verici?


Kar yağışı elbette. Tarçınımla ve A ile karda oynamamız, benim yuvarlanmalarım:) Çok güzeldi.


7. Alışveriş?


Hmmm. Oje, bir çift sneakers, Mango'dan bir bluz, ihtiyacım olan bir kaç çift ince çorap. Az az.. Bir şey almış sayılmam değil mi?


Acaba diyorum şu başka bloglarda gördüğüm "30 for 30" denemesini mi yapsam. Yapabilir miyim? 1 ay alış veriş yapmamak var işin sonunda. Olur mu? Baharı mı beklesem. Bilemiyorum. 

6 Şubat 2012 Pazartesi

Kar Delisi:)


Yakalık varken hayat onun için biraz zordu:) Her yere takılıyordu, kapılardan ilk seferde geçemiyordu. Yakalık çıktıktan sonra beraber ilk oynamaya çıkışımız. Üstelik karda..








Bir şey dicem. Hep beraber kara, soğuğa doyduğumuza göre bahar gelebilir mi?