30 Mart 2011 Çarşamba

Filmler, Kitaplar ve Ben

Annem gitti çoktan ama ben yazamadım, uzak kaldım.. Bu aralar; 


Film izledim bolca..


Edward Norton ve Spike Lee isimleri bana yetti.. Çok beğendim ayrıca..


İzlememiştim, ısrarlara dayanamadım.. Vakit geçirmek için iyi.. Sıkıntı giderici..


 Animasyonlara bayılıyorum.. Ne olduğu hiç farketmez, izlerim..

İşte bu film beklentimin çok üstünde çıktı.. Dümdüz gidiyordu, sonunda bir baktım ağlıyorum..


Hep yarım yamalak izlemiştim nedense.. Baştan sona izlemeyi başardım sonunda..Film için söylenecek bir şey yok zaten, malum.


Bu da vakit geçirmelik filmlerden..İşin içine biraz sosyal sorumluluk, biraz aşk katmışlar.. Olur olur..


Bu filmi izlemediyseniz eğer kaçırmayın.. Çok etkileyici gerçekten.. Çarpıyor, dikkat..

Diğerlerini de sıraya koydum..


 Kütüphanede buldum.. Johnny Depp var diye aldım açıkçası..


 A ısrar ediyor.. İlk bunu izliycem..



Bu ikisini maalesef henüz izleyemedim.. Bu haftanın planı bunlar..


Sonraaa okudum tabii... 

J.M. Coetzee Nobel Ödüllü bir yazar.. 2 kere de Booker Ödülü'nü almış.. Utanç tavsiye edebileceğim bir kitap.. Bir kere çok akıcı bir dili var.. En basit haliyle kadın-erkek ilişkileri ve tecavüz üzerine düşündürten ama diğer taraftan ırkçılığa başka bir açıdan baktıran okunası kitap .. Benim çok beğendiğim bir çevirmeni var İlknur Özdemir..  283 sf. ve 19 lira.. Can Yayınları'ndan..


Maceraperest Kitaplar'dan çıkan bu kitap bu sıra benim ev kitabım.. Yani evde uykuya dalmadan önce okuduğum bir kitap.. Tek bir yazarı yok hazırlayanı ise Lawrence Block.. Pek çok ünlü polisiye/gerilim yazarının, bir başka yazarın en beğendikleri hikayesi ile kendi en beğendikleri hikayelerini paylaştıkları bir kitap.. Edgar Allen Poe'dan Stephen King'e pek çok yazarın en iyi hikayelerini zevkle okuyorum..Oğlak yayıncılığın Maceraperest Kitaplar dizisinden.. 2 cilt birarada.. 672 sf.. Sanırım şu ara satışı yok..


Bu benim ara kitabım.. Verdiğim aralarda okuyorum.. Ama cık olmadı, bir türlü sarmadı.. Bitireceğim elim mahkum.. Bakalım fikrim değişecek mi?? Can Yayınları yine.. 544 sf ve 28,5 lira..


Orhan Pamuk'a, kitaplarına aşığım.. Bu ara yol kitabım, Beyaz Kale.. Bitmek üzere ve ben yine büyülendim.. İletişim Yayınları'ndan.. 199 sf.. 19 lira.. 

Hmm evet 3 kitabı aynı anda okuyorum.. Genelde hep böyleyim zaten..

Bunların dışında Pazar günü YGS'de görevliydim.. Apayrı bir macera oldu bu seferki.. 

Alışveriş rejimindeyim.. Almamaya çalışıyorum.. Başarılı sayılırım..

Geçen cuma eve erken gelip çiçeklerimle ilgilendim.. Yakında!! :)

Son olarak hayat fena değil bak.. Öyle tuhaf, deneyler falan:))

21 Mart 2011 Pazartesi

Heeyy annem bana kalmaya geliyorrr:))

Yeni evime taşındığımdan beri ilk defa annem evime kalmaya gelecek:) İki dakikada bir arayıp anne bana şunu getir bunu getir diyip duruyoum.. Anneee bana sarma yapalım, annee nohut yapalım, annee iplerimi getir, hayır yaa ben kendi kazağımı örücem sen ör hırkanı:)))

Eve gelince bu akşam hemen sporumu yaptım ki aradan çıksın.. Ardından koşa koşa markete, temizlik malzemesi bitmiş, onu almaya.. Ardından şöyle bir temizlik.. Duş alayım derken yorgun argın oturdum, dinleniyorum ki bir şey eksik.. Ne ama ne??? Aniden hatırladım ki akşam yemeğini unutmuşum ben.. Spor öncesi süt içmiştim onunla kalmışım.. Saat olmuş 22:00.. Amaan bir havuç rendeledim brokoli attım içine oturdum yedim.. Ki aç bile hissetmiyordum zorla yedim, kilo veririm korkusuna yani..

Neyse efeniim.. Böyle işte yarın akşam annem geliyorr.. Biz sarma yapacağız, örgü öreceğiz bol bol, sonra dedikodu yapacağız, shopping fest'e katılıp bir şeyler alacağız, akşamları çay demleyip türk kahvesi pişireceğiz:))

Ev temiz, brokoli dışında yemek yok, örgüler hazır:)))) Bekliyorumm:))

18 Mart 2011 Cuma

Pazar Pazarı..

Pazarlara olan sevgimden burada bahsetmiştim.. Aynı postta annemin evinin yakınında ki pazar pazarından da bahsetmiştim:) Bana kalsa kendisi en şahane pazar . Ordan aldığım her şeye bayılıyorum.. Üstelik ihraç fazlası ürünleri de bulabiliyorum:) Kısacası pazardan elim boş çıkmam .. Son gittiğimde de bir dolu şey topladım..

Sezonun ilk yavrusu bu hırka oldu.. Annemle bayıldık.. Almasam aklımız kalırdı.. 20 tl verdim:)


O minik yıldızlarını, lacivert kırmızı düğmelerini herbir şeyini yerim senin:)


Resimden pek anlayamıyorsunuz ama ben bu dokuyu çok seviyorum.. Ben de siyahı, kremi vardı.. Bulduğum her rengini almayı da düşünüyorum.. Yumuşacık kendisi.. Sıcak mı sıcak tutuyor.. Hem bulunduğum mekan sıcak gelir de üstümdekini atarsam abes durmuyor.. 5 tl..


Dağınıklığın kusuruna bakmayın haa:)

Ne alaka!! Almazdım eğer 5 tl olmasaydı.. Ama öyle ucuzdu ki ve herkes kapışıyordu.. Neden 5 tl? Belki göremiyorsunuz ama ufak tefek defoları var.. Yoksa kapakları, seramiği çok kaliteli.. Fena mı, boy boy saklama kabım oldu:))



Bunların dışında cam silme zımbırtısı aldım bir tane.. Uzun süre eminönünde aramıştım kendisini, gittim pazarda buldum.. Fotoğrafı yok, şimdi de üşendim açıkçası:) Kırmızı kadife gibi bir kumaşı var, sopası da uzuyor baya baya.. Bir dikdörtgen ve ucunda da lastiği var.. Kadifeyle köpürtüp, lastikle siliyorsunuz.. Ustalaştıkça çok rahat olacak cam silme törenleri eminim.. O da 5 tl idi..

Ayrıca renk renk opak çoraplardan aldım.. Turuncu, yeşil vs.. 3 tanesini 10 liraya satıyorlar.. 

Bunun pazarcığımla ilgisi yok.. Son indirimlerden, aklımda kesinlikle yokken alındı.. Sırf 30 lira diye.. Ama sıcacık içi, hem sağlam da gözüküyor öyle di mi? (zavallı yazar kendini teskin etmeye çalışmaktadır..)


Bu ara ben alışveriş rejimindeyim.. Alışveriş demişken oxxo siparişim geldi:) Öhöö.. Ne diyordum, evet alışveriş yapmayacağım bir süre.. Umarım.. :))

Kek Olur Kurabiye Olur:)


Bunca dağınıklık neyin nesi anladınız.. Kek yapıyorum tabii ben:))) Üstelik bir mikserim bile yok ama pes ediyor muyum? ASLA!! 

ps: Mandal konusunu açmayın lütfen:)

16 Mart 2011 Çarşamba

Ah bir nezle olsam!!

Pazartesi sabahı çok keyifli başlamıştı itiraf etmeli.. Okula en sevdiğim yoldan gitmeye karar vermiştim.. Vapur ve tren -iki en bayıldığım ulaşım aracı- ikisini de kullandım.. Yolda kahvemi içtim, gazetemi okudum.. Hava sıcacıktı, hatta küçük mavi çiçekler açmıştı.. Her şey pek güzeldi yani.. 

Gün aynı şekilde devam etmedi maalesef.. Ayrıntısı gerçekten çok önemsiz, düşünmeye bile değmeyecek (ben kendimi yedim bitirdim o ayrı:) bir şeyler oldu.. Ben çoook üzüldüm.. Ve evet pek çok ağladım.. Gece baş ağrısından uyuyamadım.. Ve sabahına berbat mor halkalı gözlerle uyandım.. 

Aslında dün daha önce bahsettiğim gibi evimde yapacağım ufak tefek değişikliklerin ilk adımını attım.. A ile alış verişe gittik.. Ama bu daha eğlenceli sohbetlerin konusu.. Sonra caddeye geçtik.. İkimiz de bayılıyoruz mağazaları gezmeye:) Ama öyle acıkmışız ki yemek yemekten mağaza gezmeye pek vakit kalmadı.. Lakin ben böyle güzel bir günü de uyuklayarak geçirdim.. 

Artık bugün kendimi iyi hissediyorum.. Ancak bu olayın iki tam günümü yemiş olmasına gıcığım..



Kendimi ne çok yorgun hissediyorum.. Bıktım doğrusu.. Böyle zamanlarda ah şöyle bir nezle olsam diyorum.. Çok ciddi bir şey değil yahu.. Hafif ama dinlenmeden geçmeyecek bir nezle.. Neden mi?


Basit.. Ben nezle olunca anneme giderim.. Orada TV karşısında yatarım.. Sizdeki etkileri çok normal olabilen ama benim zayıf bünyemi tüm gün uyuklatan Tylolhot denen ilaçtan içerim.. Yanıma bir rulo tuvalet kağıdı, kolonya ve krem alırım.. Tuvalet kağıtlarını kremler kremler burnumu öyle silerim.. Bir gözüm sürekli yaşarır ve küçülür.. Öyle sürekli uyuklayarak, annemin getirdiği şeylerden atıştırarak 1-2 gün geçer.. Sonra bir sabah uyanırım ki ooh çok daha iyiyim.. Hemen bir banyo yaparım ki miss.. İşte o anda, yani hastalığın hemen ardında ki enerji, umursamazlık gibisi yok.. Sanki hayatı yeniden keşfetmiş gibi bir mutluluk ve günlerdir yatmanın verdiği bir kabına sığmazlık:)) 


Böyle kötü geçen zamanlarda bari hafif bir nezle geçirseydim demem ondan:)) Neyse efendim bu über güzel havalarda kimsecikler hasta olmasın, herkes gülsün, eğlensin.. Öyle çayırlarda çimenlerde koştursun.. :)

11 Mart 2011 Cuma

Bu Bahar..

Dün akşam eve giderken son tanecikler atıştırıyordu... Çok korkmuştum bu kış kar göremezsem diye.. Ben çok seviyorum.. Yağsın, her yer bembeyaz olsun.. Karda yürüyeyim.. O yüzden istemiyordum bahar gelsin.. Artık umudum kalmamıştı ki yağdı:))) 2 gün gece aralıksız yağdı evimin oraya:)) Dün akşam eve geldiğimde artık gidiyordu belliydi.. 


Bu sabahsa hava çok güzeldi.. Tazeydi.. Şimdi de güneş açtı.. Bahar geliyor.. Bu da bir dönüm benim için.. Öyle sadece yıl başlarında kararlara boğulanlardan değilim.. Her mevsim geçişinde mutlu olurum, o mevsime göre isteklerim değişir..  Şimdi ben bu bahar;


Böyle leziz şeyler yemek:)))





Ama ayrıca sağlıklı beslenmek:))


Her gün sabah akşam sporumu yapmaya devam etmek..



Saç rengimi değiştirmek (aşağıdaki gibi evet:)))


Küçük bir dövme sahibi olmak..

Belki böyle çılgın bir kedi..


Ama daha çok böyle sevimli bir yavru köpük sahibi olmak:)


Beni mutlu edecek şeyler almak..

Daha çok su içmek..


Tırnaklarıma rengarenk ojeler sürmek..


Böyle leziz içecekler tüketmek (bıktım çaydan kahveden bugün))

İnsanların benle ilgi düşüncelerini ve söylediklerini umursamamayı başarabilmek..


Arkadaşlarımla eğlenceli vakit geçirmek:)

Kendi kendime keyif yapmak:)

Yağmurda ıslanmak..

Yağmurun denize yağışını izlemek..



Daha çok okumak..


Evimde ufak değişiklikler yapmak..

Kendimle uğraşmak..


Bolca fotoğraf çekmek..


Böyle bir yerde tatil yapmak..


Karpuz yiyeceğim günü beklemek (ve tüm diğer yaz meyvelerini:)

Vee..


İstiyorum..


8 Mart 2011 Salı

Marketçi misiniz? Yoksa Pazarcı mı?

Ben küçükken ama çoook küçükken nefret ederdim pazarlardan.. Annem beni evde bırakamayacağı için tutar götürürdü.. Yok öyle marketler o zamanlar.. İki üç tane kıytırık bakkal var bir de kazıkçı manavlar.. Uygun fiyata taze sebze- meyve almanın yeri ise pazarlar.. Offf ben küçüğüm başka herkes büyük.. İtilirim, ayağıma basarlar.. Kimi de beni yollarından çekmek için tutarlar ya sinirimden ağlayacak gibi olurdum.. Söylene söylene eve gelirdim.. 


Sonra ergen olduk, büyüdük ya ohhh.. Bir somurtkan "gelmiyorum" işi çözerdi.. "Ama kızım bak yardım edersin bana" diyen anneye de çemkirilir.. Ergenlik bu yahu kolay mı?.. Surat asılıp oturulur sonra:)) 

Benim pazarlara yavaş yavaş yanaşmam, onları sevmem lise yıllarında oldu.. Baktım ki pazarlarda pek güzel şeyler var.. Kıyafet almak için süperler.. Annemle Bakırköy pazarı, Yeşilköy pazarı gezmeye başladım.. Ah bir de Beylikdüzü'ne bir pazar açıldı ki.. O pazar bana kalırsa efsanedir.. Bahsederim bugün yarın (geçenlerde talan etmişliğim var da:)



Derken yalnız yaşamaya başladım.. Eh eve sebzeydi, meyveydi marketten alınır oldu.. Bir gün yine keyif için pazara gitmişken gözüm o tazecik kıvırcıklara, maydanozlara takılmaya başladı.. Aaa alsam ya ben bunlardan derken elim kolum dolu döndüm eve.. Ha ben biraz takıntılıyımdır.. Takıldım mı pazar alışverişine??  Sırf sebze meyve almaya Pendik'ten Bostancı'ya pazara gitmişliğim var, hem deee iş çıkışı:))) Neyse ki eve yakın bir pazarın varlığından haberdar oldum da bitti o işkence:)



Evet her şey pek güzel pazarda.. Çeşit bol bir kere.. Beğenmediniz mi o domatesi hooop diğerine, fiyatı mı fazla salatalıkların haydi bir de şu tezgaha.. Ohh her şey taze.. Alışveriş eğlenceli.. Ama ya kışın??.. Çalışıyor da iş çıkışı gidiyorsanız hava kararmıştır çoktan.. Pazar toplanmaya başlamıştır.. Hava soğuktur.. Koşarak bir iki şey ancak alırsınız.. Ah ama market öyle mi ya??.. Çoğu 22'ye kadar açıktır.. İstediğiniz saatte gidersiniz.. Sıcaktır da.. Hem sadece sebzeydi meyveydi değil diğer ihtiyaçlarınızı da alırsınız.. En güzeli de yalnız yaşıyorsanız 2 dal taze soğanı bir poşete koyup ben bunu alıcam diyebilirsiniz.. Satarlar size onu da.. Pazarda bir tezgaha gidip iki elma alıyorum ben demekse, en kibar deyişle SIKAR.. 


Ahhh keşke şu ikisini biraraya getirecek bir şey olaydı derken ben buldum:))) Fotoğraflarda gördüğünüz bütün o tazecik şeyler benim sevgili süpermarketimde.. Adı Şentürkler.. Eh duymamışsınızdır tabii.. Evime yakın bir yerde.. Öyle özenliler ki tartarken "aman kıvırcık ezilir ona dikkat edin lütfen altta kalmasın" diye uyarı da alıyorsunuz.. "Tabii gözüm gibi bakıcam kıvırcığınıza merak etmeyin siz" diye yeminlerle ancak veriyorlar..:) Her şey taze, lezzetli.. Çeşit bol.. Her tür ot var.. Kuzu kulağı, nane, maydanoz, reyhan, roka ve daha ne ararsanız.. Fiyatlar o büyük marketlere göre uygun:)) Yetmezmiş gibi 10 dakikada bir de servis kaldırmıyorlar mı?.. Kapıya teslim:)) Seviyorum uleyyn marketimi:)))