2 Aralık 2010 Perşembe

En Büyük Aşkım Don Quixote:)

Onu tanımayanımız var mı acaba? Don Quixote ya da Don Quijote.. Olmadı Don Kişot.. Bir roman kahramanı mı sadece Miguel de Cervantes Saavedra'nın yarattığı? 400 küsur yaşında, bir roman kahramanı olmanın çok ötesine geçmiş Mancha'lı şövalye bana kalırsa.. 

1605 ve 1615 yılllarında iki cilt/bölüm halinde yazılmış:  El ingenioso hidalgo Don Quijote de La Mancha (Marifetli ayan Mancha'lı Don Kişot ) ve Segunda parte del ingenioso caballero Don Quijote de La Mancha (Marifetli şövalye Mança'lı Don Kişot ikinci bölümü).. Şüphesiz Edebiyatın temel taşlarından.. 400 senelik eskimemiş, asla eskimeyecek bir roman.. 

 Beni bilen arkadaşlarım arada bana buldukları Don Quijote resimlerini yollarlar.. Bunu Liseden S'cim yolladı:)

4 ana karakter var malumunuz... Elbette Don Kişot ki asıl adı Alonso Quijano'dur, uşağı Sancho Panza (son derece sevimli, obur, paragöz biri.. Bu serüvene de vali olacağı vaadiyle katılıyor), Don Kişot'un biricik aşkı Dulcinea del Toboso (ya da Dulcinee du Toboso;) ve elbette cefakar at Rosinante:)) Sancho'muzun da meşhur bir eşeği vardır onu da saymazsak olmaz..Don Kişot mazlumları korur ve kötülere göz açtırmaz.. 

Bu da Unicorn'cumdan.. Bir gezisinde taş üstünde görüp fotoğraflamış.. ne kadar teşekkür etsem az..

Bugün Unicorn'um Aşk ile ilgili bir konuda mimlenmiş.. Çok da güzel anlatmış..Bu yüzden ben en sevdiğim kitabımdan alıntı yapmak istedim..


Hepmizin sık sık rastlayacağı resimlerden biri

Kitaptan;

"..Adı Dulcinea'dır. Memleketi el Toboso, La Mancha'da bir köy; özelliği, en azından prenses olmaktır, o benim kraliçem ve sevgilimdir; güzelliğiyse olağanüstüdür..Şairlerin hanımlara atfettikleri bütün o imkansız ve hayali güzellik sıfatları, onun şahsında gerçek olurlar. Onun saçları altın, alnı cennet bahçesi, kaşları gökkuşağı, gözleri birer güneş, yanakları gül, dudakları mercan, dişleri inci, boynu kaymaktaşından, göğsü mermerden, elleri fildişinden, teni kar kadar beyazdır.


"...Bu öyküde adı sık sık geçen Dulcinea del toboso'nun koskoca La Mancha'da, domuz tutmakta, en maharetli kadın olduğu söylenir.""... Evet onu iyi tanırım", dedi Sancho. "Köyün en kuvvetli delikanlısı kadar iyi cirit attığını söyleyebilirim size. Tanrı hakkı için, kusursuz bir kızdır, kanlı canlı, sağlam yapılıdır. Sevgilisi olduğu gezgin şövalyeyi her dertten kurtarır."


Yüce Tanrım! Ne kas vardır onda ne ses vardır. Derler ki bir gün, babasının tarlasında çalışan oğlanları çağırmak için, köyün çan kulesinin tepesine çıkmış; yarım fersah ötede oldukları halde, kulenin dibindeymiş gibi duymuşlar.En iyi tarafı da hiç nazlı olmamasıdır. Çok hoş sohbettir. Herkesle şakalaşır. Her şeyle alay eder, eğlenir. Şimdi diyebilirim ki saygıdeğer şövalye, zat-ı aliniz onun uğruna delilikler yapabilirsiniz, yapmalısınız da. Hatta umutsuzluğa kapılıp kendinizi asmaya hakkınız bile var.


"... Sancho, benim Dulcinea del toboso'm, ondan istediğim iş için, dünyanın en soylu prensesi kadar iş görür. Tabii, çünkü hanımları istedikleri isimle öven bütün şairler onlara sahip değildirler. Sen sanıyor musun ki, kitapları, romansları, berber dükkanlarını ve tiyatroları dolduran bütün o Amaryllis'ler, Phyllis'ler, Silvia'lar,Diana'lar, Galateia'lılar, Alida'lar ve diğerleri gerçekten etten, kemikten kadınlardılar ve onları övenlere aittiler? Tabii ki hayır, çoğu uydurmaydı. Şiirlere konu olsun diye, şairi aşık, aşık olabilecek tiynette bir adam olarak tanınsın diye uydurulmuştu. Aynı şekilde benim Aldonza Lorenzo'nun (Dulcinea'nın gerçek kimliği) güzel ve namuslu olduğunu düşünmem, buna inanmam yeterli; soyluluk meselesi pek önemli değil, rütbe vermek için soruşturacak değiller ya; ben dünyanın en soylu prensesi kabul ediyorum onu."

Dulcinea böyle biri mi?:))

Eğer bilmiyorsan öğren Sancho: İnsanı sevmeye sevkeden, her şeyden önemli iki şey vardır; güzellik ve iyi şöhret. Bunların ikisi de Dulcinea'da bol bol var; çünkü güzellikte kimse onunla rekabet edemez, şöhretine ulaşan az bulunur. Sonuç olarak ben bütün söylediklerimin doğru olduğunu hayal ediyorum, ne bir eksik, ne bir fazla. Onu hayalimde istediğim gibi canlandırıyorum."

 Yoksa böyle biri mi? Ya da çok farkeder mi?

Roza Hakmen'in çevirisiyle La Mancha'lı Yaratıcı Asilzade Don Quijote (Miguel de Cervantes Saavedra) Yapı Kredi Yayınları'ndan (2 cilt)

Okumadıysanız tam zamanıdır.. Yok eğer okuduysanız bir daha okumanın tam zamanıdır:))

Günün Jingle Bells'i:)))

Mutlaka dinleyin.. :))))

6 yorum:

  1. tek kelimeyle mükemmel bir post! Don Kişot'a bakış açım değişti sayende :) Ben bu romanda en çok Rosinante'yi severdim :)

    YanıtlaSil
  2. bana sen ilham verdin.. çok teşekkür ederim:))

    YanıtlaSil
  3. Hediye edilmiş bir kitaptı ne zamandır o bana ben ona bakar dururdum kütaphanemden...İyi ki hatırlattın:)

    YanıtlaSil
  4. :))) eleneda tam zamanı gerçekten.. çok sevindim...:)

    YanıtlaSil
  5. Birkaç gün önce aldım kitabı, yazdıkların merakımı artırdı. En kısa sürede okumalı :)

    YanıtlaSil
  6. Biraz Şöyle biraz böyle:)) okuduktan sonra yorumlarını beklerim merakla:)

    YanıtlaSil