7 Eylül 2011 Çarşamba

Tatildeyimmm -5 vs Ben Geçen Hafta..


1. Ne İzledim?

Eveet ilk film bir Audrey Hepburn filmi.. Fred Astaire'i de unutmamalı elbet.. Yapım yılı 1957.. İmdb 7.0 vermiş.. Sırf Audrey Hepburn'ün giydiği müthiş kıyafetler bile yeter (örnek için bir alttaki foto).. Müzikler, danslar, kıyafetler, filmin konusu, Audrey Hepburn hepsi harika.. 



Erkekler Ne Söyler Kadınlar Ne Anlar? 2009 yapımı, eğlenceli hatta yer yer öğretici bir film :P Bir başrol yok ama jennifer aniston, ben affleck, jennifer connelly, scarlett johansson, drew barrymore gibi çok sayıda, isim yapmış oyuncu var filmde.. Önce kadınların pek çok erkek davranışını nasıl kendi işlerine geldiği gibi anlamlandırdıklarından bahsediyor gibiydi.. Ve kadınlar için pek çok hayal kırıklığı.. Daha sonra işin rengi değişmeye başladı.. İlişkilerle ilgili pek çok doğru noktaya eğilmiş, güzel vakit geçirten bir film olmuş..




IMDB puanı: 6.4

Kaybedenler kulübü sinemeda fragmanını gördüğüm anda izlemek istediğim bir filmdi.. Radyo programını 1-2 kere dinlemişliğim vardır.. Film idare eder, oyunculuklar iyi.. Popüler kültüre sürekli bir atıf durumu var.. Bir ara Kaan "komşunun bahçesindeki çimen daima daha yeşildir" dedi..:)) Haa bir de gayet seksist bir film bu, ama normal adamların karakteri bu..


Love Happens, iç acıtan hikayesi beni etkilemedi.. Düşününce gerçekten kötü bir yaşanmışlıktan bahsediyor ama bu kadar ruhsuz olabilirdi ancak.. Gülmem gereken yerlerde gülemedim, üzülmem gereken yerlerde üzülemedim.. Ben beğenemedim kısacası.. Merak edenlere; karısını kaybetmiş bir adam bu acının üstesinden gelebilmek adına bir kitap yazmış ve kendisiyle aynı durumda olan kişilere de bu konuda yardım edebilmek adına seminerler veriyor. Bu arada da sevgilisinden yeni ayrılmış hatun kişiyle tanışıyor.. Ve olaylar gelişiyor..


 IMDB puanı: 5.5

Nine, her nasılsa daha önce hiç duymadığım bir film.. 2009 yapımı.. Müzikal seviyorsanız, ünlü bir yönetmenin film çekme/çekememe sürecinde yaşadıkları, aşk hayatının karmaşası, bütün bunlar ilginizi çekiyorsa neden olmasın.. Ben özellikle Kate Hudson'ın sahnesine bayıldım.. Özel dikkat derim..


 IMDB puanı:6.9

İşte bu film güzeldi.. Asla ben şu, bu, o olamam deme diyor özetle.. "I'm a teacher that's what i am".. Benzerlerinden pek bir farkı yok.. Hatta bir draması da yok.. Ama iç ısıtan, kendisi sevdiren bir film..

2011 yapımı, IMDB puanı 7.0

İşte bir ben şimdi ne izledim acaba filmi.. Ödül Peşinde diye çevrilmiz dilimize.. Boşanmış bir çift, Kadın gazeteci ve bir olayın peşinde.. Adam ise saçma bir suç yüzünden aranan eski karısının peşinde.. ıııhhh sıkıldım..


2010 yapımı. IMDB puanı 5.1

"The Men Who Stare at Goats".. İşin doğrusu bu filmden büyük beklentilerim vardı.. Oyuncu kadrosu, filmin ismi, hatta afişi.. Hepsi beni umutlandırıyordu.. Absürd ama güzel bir komedi izlerim diyordum.. Absürdü tamam da güzel kısmı olmamış..

2009 yapımı. IMDB puanı: 6.3

"The Private Lives of Pippa Lee" Bu filmi izlemiş ve tamamen silmişim.. Sahneleri izledikçe hatırlaıdım.. Yine unutabilirim rahatlıkla..


2009 yapımı. IMDB puanı: 6.4

Bu "Two Lovers" adlı filmi ummadığım kadar çok beğendim.. Nedenini de anlamadım ama bir şekilde farklı.. İki kadın arasında kalmış bir adamın sıradan hikayesi sanmayın.. Yok aksine son derece vurucu bir film.. Özetle film şunu diyor; mutlu etmek istediğiniz değil sizi mutlu eden, bunun için çabalayan kişinin yanında olun..


2008 yılı yapımı. IMDB puanı. 7.2

Hoho yeni mi izledin demeyin lütfen.. Çok eğlendim ama izlerken:)



Blind Date'de beni etkileyen bir film oldu.. Kızlarını kaybetmiş evli bir çift.. Acılarıyla başa çıkabilmek adına, irbirleriyle yeniden iletişim kurabilmek adına kendi aralarında bir oyun başlatıyorlar.. Tüm film aynı mekanda geçiyor.. Bazı gerçekleri dış ses olarak kızlarından öğreniyoruz.. Beni sardı.. 


Veee son olarak "Shutter" namı diğer Resimdeki Hayalet.. Tayland yapımı olan orijinalini yılalr önce izleyip çok beğenmiştim.. Öyle sıradan bir korku filmi de değil.. Konusu alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste deyiminin etrafında dolanıyor.. Ama bu Hollywood versiyonu cık yok ne gereksiz.. Canımız ciğerimiz Joshua Jackson da bir işe yaramamış.. IMDB orijinaline 7.2 veriyor bu versiyon ise ancal 4.9..



2. Ne Okudum?

Son dönemde bir kaç kitap bitirmişliğim var.. 

Buket Uzuner'in daha önce sadece "Kumral Ada Mavi Tuna" kitabını okumuş, çok da sevmiştim.. Buket Uzuner akıcı kitaplar yazıyor.. Kitabı 2 gün içinde bitirdim.. Ama nasıl diyeyim beni çok fazla etkilemedi.. Konusu çok iyi, hatta ilginç.. Ama anlatım yanlışlarıyla kitabın hemen  başında olayı çözüyorsunuz.. Sonra bazı yerlerde kitap kendini tekrar ediyor.. Kurgu bana kalırsa kötü anlayacağınız.. Araştırılmış, üstüne gidilmiş ama olmamış.. 



Herhalde çoğunuzun iyi kötü bir fikri var kitap hakkında.. Ben yine çook eskiden başka kitaplarını okumuştum.. Büyük Umutlar bu zamanlara kısmetmiş.. Hakkında söylenecek çok şey varsa da en kayda değeri Charles Dickens'ın zekası.. Öyle ince esprilerle, öyle güzel kurgulanmış ki.. Bırakmak istemedim.. Şimdi filmini izleyebilirim artık okuduğuma göre..


 Büyük Umutlar, Charles Dickens, Can Yayınları, 559 sf., 31 TL

Ahhh Kırmızı Pazartesi.. İşleneceğini herkesin  bildiği bir cinayetin öyküsü.. 1,5 saatte okudum.. Gabriel Garcia Marquez müthiş bir yazar.. Edebi dili çok güçlü, çok etkileyici.. Kitabın her satırını yaşatıyor.. Kendimi tutamayıp "öldürecekler seni be adam, dikkat et" diye söylendiğim bile oldu.. Bir kaç sene önce bir tiyatro oyunu olarak Şehir Tiyatrolarında sahnelenmiş üstelik.. Haberim yokmuş benim yazık ki! Hatta her bir koltukta "Santiago Nasar seni öldürecekler" yazılı notlar varmış..

Kırmızı Pazartesi, Gabriel Garcia Marquez, Can Yayınları, 128 sf., 10 TL

Yusuf Atılgan'ın her kitabı aynı etkiyi bırakıyor bende.. Bu defa Zebercet kahramanımızın adı.. Ama yine yalnız, yine yabancı, yine aşk.. Arada sosyal farklılıklar var tabii.. Bir de Zebercet daha karanlık, daha esrarlı, daha büyük bir muamma sanki.. Kısacık ama aslında çoook uzun.. Filmini de izlemek gerek şimdi değil mi?


Anayurt Oteli, Yusuf Atılgan, YKY, 128 sf., 7 TL

" Küçük ayrıntıların tekdüze şaşmazlığında nerdeyse takıntılarla sürüklenen bir yaşamın öfkesi de, çaresizliği de büyük oluyor. "

" Bir eylemin ertesini, sonuçlarını göze alabilirse ya da bunlara kayıtsız kalabilirse, insanın yapmayacağı şey yoktu. "

3. Ne Dinledim?

Google sayesinde aklıma gelen Queen.. Tüm albümleri mevcut ben de.. Saklandıkları yerden çıkardım.. Dinliyorum geceleri.. i want to break free:)

4. En çok..

En çok içtiğim K sayesinde Doğadan güllü yeşil çay.. Anlaticiim anlaticiim:)



5. Mutlu edenler..

Tatilin her hali güzel, mululuk verici.. Yeter bana..

6.. Huzur kaçıranlar..

Benim huzurumu kaçıran insanlar var.. Bu kişileri hergün görmek zorundayım üstelik.. Başa çıkmaya çalışıyorum kendimce..

7. Neler Aldım?

Sanırım hepsinden Tatildeyim postlarında bahsettim.. Ancak Top-Shop'tan indirimde aldığım ayacıklarımı parçalayan bu vahşi güzelleri anlatmadım.. Anlatmayayım kalsın :/


Bluzu aldım ama her yerde gözüme çarpar oldu.. Giyemeyecek miyim yoksa? 


Yeni takıntım hardal sarısı.. Ben hayatta sarı giymem arkadaş derken ne hallere düştüm.. Şimdi de hardal sarısı kot alsam ya diyorum :/



Öyle böyle derken tatil bitti hatta ilk iş haftasının da neredeyse sonuna geldik.. Bu sene içinde kullanmam gereken 12 günlük iznim var.. Ben biliyorum nerelerde kullanacağımı:)) 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder