27 Ocak 2011 Perşembe

Sıkıntılar, sıkıntılar..

Yok maalesef hayal ettiğim gibi bir hafta sonu yaşayamadım.. Yeni bir haftasonuna yaklaşırken buraya bile ancak yazabiliyorum.. Kötü günler geçiriyoruz.. Anneannem hastalandı çünkü.. Yoğun bakımda hala.. 91 yaşında artık.. Ben ise bu huzursuzluklarla her zamankinden daha huysuzum.. Her şey gözüme daha çok batıyor.. Demek ki bugünler için bir seviyorum sevmiyorum listesi yapabilirim..


1. Hastanelerden nefret ediyorum (seveniniz var mı?).. Ama en çok Devlet Hastaneleri'nden nefret ediyorum.. Aman ne işim var burda havasıyla çalışan doktorları sevmiyorum.. Kolay bir iş değil yaptıkları ama göze almış olmaları gerekmez mi? Hepimiz en iyi yapacağımız işin peşinde olmalıyız, sevdiğimiz.. Yoksa hem kendimize zindan ediyoruz hayatı hem de başkalarına.. Bu yüzden umursamaz hatta insanlıklarını nerdeyse kaybetmiş, duygusuzlaşmış doktorları sevmiyorum..


2. Bu karmaşa içinde yanımda tek bir kitap vardı.. Okuduğum kitabı btirmeden rahat edemem.. Nermin Bezmen yazarı.. Kitabın adı da SIR.. Kitap liseli bir kızın günlüğü kıvamında.. Maalesef anlatımı da öyle.. Edebiyata dair bir şey yok içinde.. Bari konusu iyi olsa da çektiğimiz eziyete değse.. Ama nerdeee.. 17 yaşında bir kızın seks maceralarını 400 sayfa okumak ? Bezdim.. Sevmedim.. Ama bakıyorum kitabın okuduğum nüshası 17. basım.. Hem de 2008'de.. Yani alanı okuyanı bol.. Onlara mutluluklar diliyorum fantezileri içinde..


3. Kar yağmıyor inatla.. Ocak bitiyor, hava buz gibi ama kar yok.. O küçük beyaz tanecikler olmayınca kışın tadı tuzu yok.. Yağsa ya artık.. Bembeyaz olsa her yer.. Ooof oof.. Bu soğuk, gri havaları sevmiyorum..


4. Sabahları uyanamıyorum.. Son anda yataktan kalkıp koşa koşa servise ancak yetişiyorum.. Bu hallerimi de sevmiyorum.. İstiyorum ki daha erken kalkabileyim, rahat rahat koşturmadan çıkayım evden..

5. Sevdiğim hiç mi yok.. Var canım.. Anlayışlı arkadaşlarımı seviyorum.. Süprizleri de seviyorum:)) Beni gülümseten hatta kahkahalara boğan herkese çok teşekkür ederim:)

6.  Bir de yeni site buldum.. Yani ben yeni buldum.. Fizy'nin yokluğunda bizi oyalar.. Kimbilir belki yerine geçer..

7. Ayrıca latince öğreten bir site buldum:) tıklayın bir:)  Valla çok güzel.. Çook sevdim.. Oturun öğrenin.. Haa" latinceyi napıcam deli misin?" diyorsanız haklısınız.. Belki benim gibi maymun iştahlılar, her şeyi öğrenicem diye yanıp tutuşanlar vardır diye söylüyorum..

8. Bu ara indirimler süper.. İmkanınız ve vaktiniz varsa alışverişe çıkın.. Vitrinlere bakının.. Mağazalara girin.. Almayacaksanız bile deneyin:)) Kadınların moralini düzeltecek daha iyi bir alternatif zor:)


9. House'un yeni iki bölümü internete düştü.. Buna bayıldım.. Hemen izledim, beklemeye geçtim:)

10. Örgü örmeye bayılıyorum.. Tığ işi bir atkıya başladım.. Rengine, örneğine bayıldım.. Bitince görürsünüz.. Ama zor ilerliyor, zor biter:)


Durum bundan ibaret.. Anneannemin durumu hala belirsiz.. Bekliyoruz.. Tek dileğim acı çekmemesi.. Bazen hayırlısı demek lazım.. Çok seviyorum ben bu lafı.. İnsanın içini rahatlatan, belki de her şeyin üstesinden gelemeyebileceğimizi bize hatırlatan bir tarafı var..
 

7 yorum:

  1. çok geçmiş olsun canım üzüldüm :( inşallah atlatır,dediğin gibi hayırlısı demek en iyisi.örgü örmek konusunda çok özendim sana,ben hiç bilmiyorum çünkü :( öğrenmeyi çok istememe rağmen oturup da bi elime şiş almışlığım yok! neyse hayaller bitmez hiç değil mi? :) biterse hayatın anlamı kalmaz o zaman :)

    YanıtlaSil
  2. Ben de sıkılınca kendini örgüye veren gruptanım.Bir nevi terapi galiba...Bu zor günlerin de çabucak geçmesini dilerim...Su misali olsun...

    YanıtlaSil
  3. unicorncum çok teşekkür ederim canım.. Canım internette bile öyle güzel anlatan siteler var ki:)) ve gerçekten tedavi eden bir trafı var:)) sıkıntıya strese birebir:)

    eleneda çok saol canım..Örgü konusuna gelince; senin üstelik ciciler örebileceğin bir minişin var yaa:)) ne şanslısın:))))

    YanıtlaSil
  4. ne bencil anneyim minişe anneanne örüyor ben kendime bere örüyorum:)

    YanıtlaSil
  5. olsun canım anneanneler bunun için varla di mi:)))

    YanıtlaSil
  6. Geçmiş olsun, yoğun bakımda beklemenin heyecanı ve üzüntüsü çok olmalı. Ancak o zamanlara pek gitmeyen bir kitap Sır.Çünkü türü yeraltı edebiyatı. Aslında güzel bir romandır :) Ben severek okumuştum. Yeraltı türleri biraz daha müstehcen ve cüretkardır.

    YanıtlaSil
  7. mis gibi, çok teşekkür ederim.. yalnız kitapla ilgili olarak; benim sorunum içinde ki cüretkarlık ya da müstehcenlik değil ki.. çok daha beteri olabilecek chuck palahniuk'un tıkanma kitabını ayıla bayıla okuduğumu hatırlıyorum:)) Ki TIKANMA bir dönem ülkemizde yasaklanmıştır yanlış hatırlamıyorsam eğer.. Ben Sır'a ısınamadım.. Nasıl diyeyim "ben oraya gittim.. burdan geldim.." tarzı lise günlüğü kıvamındaki cümlelerinden sıkıldım.. Edebi bir lezzet aradığım için de hayal kırıklığına uğradım sanırım:)))

    YanıtlaSil