27 Kasım 2010 Cumartesi

İki Film..

Aman efendim ben pek uzak kaldım buralardan.. Bayram biteli bir hafta oldu ben yokum ortalıkta.. Neden?? Hasta oldum ben önce.. İnatla okula gittim ama.. Akşamları erkenden uykuya:)) Derken temizlik diye tutturdum.. Sonuç: en temizinden bir ev ve mutfak, en yorgunundan bir adet tırtıl:))

Neyse geç oldu belki ama bayramda neler yaptım ben? Sabahlara kadar film, dizi izledim; bol bol okudum; annem ve arkadaşıyla çarşı pazar dolaştık; ailemle New York'ta Beş Minare filmine, sevgili A ile ise Testere 3D'ye gittik.. Eh hepsi hakkında bol bol okumuşsunuzdur eminim.. Hatta gidip görmeyeniniz kalmamıştır ama ben de izlenimlerimi paylaşmak istedim.. (Beni bilen bilir; anlatırım kimse tutamaz:)



Testere ile başlayalım.. Bu filme gitmeyi ben istedim.. Hiçbir "Testere" filmini sinemada izlemedim ve izlemeye heveslenmedim.. Bana gereksiz gelmekteydi.. Bu sonuncusunun cezbeden tarafı 3 boyutlu olmasıydı elbette.. Herhalde bir yenilik getirmek istemişler, çünkü artık o kadar sıradanlaştı ki bu seri.. Ama işe yaramamış.. Ha 3D izlemişsiniz ha evinizde, fark yaratmayacaktır.. Üstelik sanırım serinin en kanlı filmi.. Herşeyi gözümü kırpmadan izleyebileceğimi sanan ben dahi bir iki sahnede gözlerimi kaçırdım (Gerçekten gözlerle ilgili bir şey olmadıkça izleyebilirim.. Öyle deşilen barsaklar vs beni etkilemez.. Bu filmde gözleri oyulan kadına bakamadım elbet).. Ve evet yine aynı felsefeyi ısıtarak önümüze koyuyorlar.. Ancak yenecek tarafı kalmamış.. Bu kadar uzayınca sıradanlaştığı kanısındayım.. "Eeee yani?" dedirtiyor.. Peki ya "hadi canımm" dedirten sonlar.. O da yok bana kalırsa.. "İzleyiciyi öyle bir şaşırtalım ki küçük dillerini yutsunlar" diye öyle kastılar ki artık buna yuh demek geliyor içimizden.. Kısacası ne 3D ne de daha fazla vahşet kurtaramamış filmi.. İyi ki "Final Chapter"mış.. Keşke çok daha önce getirselerdi sonunu da izlediğimiz en enteresan korku/dehşet filmi olarak kalsaydı.. 




Peki ya Mahsun Kırmızıgül? Mahsun Kırmızıgül benim dinlediğim ya da dinleyebileceğim birisi diildi şarkıcı iken.. Ama izlediğim ve izlemekten zevk aldığım filmleri yapan birine dönüştü.. Bu konuda profesyonel anlamda çok bilgili olmasam da iyi bir yönetmen olduğunu düşünüyorum..  New York'ta Beş Minare çok emek ve para harcanarak çekilmiş iyi bir film.. Ancak senaryosu için aynı şeyi söylemek malesef mümkün diil.. Mantık hatalarıyla dolu, anlatmaya çalıştığı konu yüzeysel kalmış, iyi işlenmemiş.. Keşke biraz daha özenilseymiş; çok çok daha güzel bir film olurmuş.. Nihayetinde zor bir konuya değindiğini belirtip konuyu Haluk Bilginer'in oyunculuğuna getirelim.. Yine harika, yine olağanüstü, yine büyüleyiciydi..  New York'ta Beş Minareyi izleyin.. Sinemada izleyin.. Türk Sineması'nın daha da iyiye gidebilmesi için.. 




Bu arada bayramda uzun zaman önce örmeye başladığım bir hırkayı bitirdim.. Bence çok güzel de oldu:)) Bugün yarın fotoğraflayıp sizlerle paylaşıcam.. İyi bir haftasonu geçirdiğinizi umuyorum.. 

2 yorum:

  1. Canım geçmiş olsun sen de mi grip oldun ne bu yaa herkes hasta!
    Testere'yi 2.den sonra izlemeyi bıraktım ben.Çünkü daha 2.de sıktı bence.hep kan hep vahşet dediğin gibi kurtarmıyo artık...
    New york'ta beş minare'ye ise gitmek istiyorum ama açıkçası değer mi emin diilim,İstanbul çekimleri çok güzelmiş diye duydum,şimdi senin de yorumunu okuyunca belki giderim diye düşünüyorum.
    Ben aslında Av Mevsimi'ne gitmek istiyorum,bakalım...
    Sen örgü örmeyi biliyor musun ne güzel yaa! On parmağında on marifet hatun seni :) Ben bilmiyorum malesef ama çok isterdim :( öğrenemiyorum da :(

    YanıtlaSil
  2. saol canım.. av mevsimini görmeyi ben de çok istiyorum.. fragmanı çok cezbedici.. e tabi Şener Şen faktörü var bir de:)

    Evet örüyorum.. Çok seviyorum örmeyi.. Stres giderici olarak kullanıyorum:)) basit şeyler yaparsın aslında bişi yok:)) annanenle konuş bi:))) öpüyorum..

    YanıtlaSil